ATATÜRK ARBORETUMU: Doğal müze

Atatürk Arboretumu aslında çok özel bir yer. Tabi buraya özelliğini veren sizin bakış açınız, düşünceniz ve hisleriniz. Ağaçlar, yeşillik oh mis. Atalım mangalı, topu, semaveri gidelim doğanın tadını çıkaralım diyorsanız yanlış bakış açısı söyleyeyim. Yasaklar, giriş ücreti gibi ayrıntıları aşağıda paylaşacağım ama ondan önce buraya gitmeden önce kendi bakış açımı size anlatmaya çalışacağım.

Doğayı seviyorsanız, onlarında birer canlı olduğunu unutmadıysanız sakin bir yürüyüş, muhteşem ağaçlar ve manzaralar görmek, ağaçlara sarılmak ve bir müze gezmek istiyorsanız hiç durmayın en kısa zamanda planlarınıza dahil edin.

İlk önce hayatımızın her anında aklımızdan çıkarmamamız gereken şey burası içinde geçerli doğaya saygı ve doğayı koruma. Unutulmaması gereken şey içinde 3 tane göl olan, göllerinde ördeklerin yüzdüğü, ağaçlarında sincapların gezdiği, üzerinde kuşların uçtuğu ve bitkiler dahil bir sürü canlının yaşadığı bir yerin dışında burası bilimsel araştırmaların yapıldığı canlı kanlı bir müze.

Ağaçların ve doğanın tadını çıkarabileceğimiz. Yürüyüş yaparken ruhunuzu dinlendire bileceğimiz, keşif yapabileceğimiz, stresimizi atabileceğimiz, ağaçlara sarılabileceğimiz bir yer. Evet. Kendinize kocaman bir ağaç bulun ve sarılın.

Blinded by Science adlı kitaba göre yazar Matthew Silverstone, ağaçların refah seviyemizi iyileştirdiğine inanıyor. Ayrıca ağaçların, akıl hastalıkları, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), konsantrasyon düzeyleri, reaksiyon süreleri, depresyon ve baş ağrılarını hafifletme gibi pek çok sağlık sorununu iyileştirici özelliği olduğundan söz ediyor.

Çocuklarınızı da götürün. Ağaçların üzerinde yazan Latince adlarını ondan önce çam ağacı ve kavak ağacı arasındaki farkları gösterin, öğrenin. Genetik kodlarımızda olan bu bilgileri artık unutmaya başladık. Öğrenciler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre beton kent manzarası seyretmek çocukları sınavdan daha çok strese sokuyor.

ARBORETUM NEDİR?

Arboretum ile ilgili yazımı okuyabilirsiniz.

ATATÜRK ARBORETUMU

1949 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Bölümü profesörü Hayrettin Kayacık, bu mükemmel fikri ortaya atmış. Allah razı olsun. 296 hektarlık bir alan üzerine kurulmuş. Yani yaklaşık 415 futbol sahası büyüklüğünde. Çeşitli çalışmaların ardından 33 sene sonra Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun 100. yıl dönümü olan 12 Temmuz 1982'de Botanik Bahçesi açılmış. Ayrıntılı bilgili için tıkla.

ATATÜRK ARBORETUMU NEREDE?

Konum için tıkla.

ATATÜRK ARBORETUMUNDA NE YAPILIR NE YAPILMAZ?

Arboretumun korunması için çeşitli sınırlamalar getirilmiş durumda. Genelde alışık olmadığımız bazı kuralları da içeriyor ama bunların hepsi buranın sürdürülebilirliğini sağlamak adına önemli kısıtlamalar. Maalesef kuralların olmadığı yerlerin tahribata uğraması ve zarar görmesi kaçınılmaz bir son oluyor. Sonuçta burası bilimsel araştırmaların yapıldığı bir yer.

Ne yaparsanız yapın görselde ki gibi insanlar zarar vermeye yere çöp atmaya devam ediyor:(

• İçeriye su ve çocuk maması hariç her türlü yiyecek ve içecek sokulması yasak. Girişte çantanızı aradıklarında şaşırmayın. İçeride herhangi bir büfe veya kafe bulunmuyor. O yüzden aç gelmemeye çalışın.

• Evcil hayvan yasak. Minik dostlarımızı içeri alınmıyor onlardan bir günlüğüne uzak kalmanız gerekiyor.

• Tripod, bisiklet ve türevleri, her türlü oyuncak, top, uçurtma, balon, konfeti, drone, müzik aleti, spor aleti, profesyonel fotoğrafçılık için her türlü aksesuar ve malzeme, kostüm yasak. İçeriye nişan ve düğün kıyafetleri ilke girmekte yasak. (Düğün ve nişan fotoğrafı için özel izin almanız ve ücretiniz ödemeniz gerekiyor. tüm bunların ayrıntılı fiyatları için tıkla.

Bunlar dışında arboretuma giderken hafta içini tercih etmenizi tavsiye edebilirim. Çünkü hafta sonu inanılmaz kalabalıklar görülebiliyor. Dışarıdaki park edilmiş araçlar ve girişteki uzun insan kuyruklarını görünce şaşırmayın. Unutmadan arboretum pazartesi günleri kapalı. İçeride tuvalet var, başında bir görevli var ama yinede temizlik konusunda beklentinizi yüksek tutmayın.

Arboretumu gezmek için önemli bir vakit ayırmanız gerekiyor ve gitmek için yazı beklemeyin. Dört mevsim ayrı güzel manzaralar ve huzur bulabileceğiniz bir mekan.

Arboretum kafa dinlemek, güzel manzaranın tadını çıkarmak, 3-4 saatlik bir yürüyüş yapmak, doğanın keyfini çıkarmak ve bir kaç güzel fotoğraf çekip ölümsüzleştirmek için mükemmel bir alan.